İki türlü yaşlanmadan bahsedebiliriz. Birincisi kronolojik yaşlanmadır ki bu zamanla ilgilidir. İkincisi ise solar yaşlanma dediğimiz güney ışığındaki ultraviyolenin oluşturduğu hasarla oluşan solar yaşlanmadır.

Yaşlanmayla beraber cildimize esneklik ve gerginliğini sağlayan hyaluronik asit dediğimiz maddenin yapımı azalır bu da yüzümüzde cilt altındaki yumuşak dokuda hacim olarak azalmaya neden olur.. yer çekimi ve sigara gibi faktörlerde bunlara eklenince cilt üzerinde kırışıklıklar meydana gelir. Dolgu uygulamaları ile hem kırışıklıkların doldurulması hem de yüzde azalan yumuşak doku  hacminin yeniden kazandırılması amaçlanır.

Yüz Dolgusu Kimlere Uygulanır

Yüz dolgusuDolgu işlemi Kırışıklıkların  derin olduğu ve kas aktivitesine bağlı olmadığı bölgelere aynı zamanda elmacık kemiği ve yanaklarda en çok kendini gösteren yumuşak doku hacminin azaldığı  alanlara yapılır. En sık uygulandığı alanlar elmacık kemiği üzeri, dudak ve yanağımızın birleştiği naolabial çizgi dediğimiz bölge, kaşların arası, dudak ve dudak çevresidir.

Operasyon öncesinde değerlendirmemiz:

Hastanın isteğine ve hekimin ihtiyaç gördüğü bölgeler belirlenir. Burada hastanın beklentisi önemlidir. mevcut dolgu seçenekleri ile doğallıktan uzaklaşmadan elde edilebilecek en iyi sonuç hedeflenir

Uygulanacak tedavide varsa teknikler:

Dolgu maddesi olarak en sık hyaluronik asit içeren ve steril ve enjeksiyon olarak kullanıma hazır maddeler kullanılır. Bu maddenin su tutucu özelliğinden dolayı ciltte ekstra hacim ve dolgunluk oluşmaktadır. Bu dolgular değişik marka ve miktarlarda temin edilir. Özellikle göz altında oluşan çöküntüler için kullanılan ışık dolgusu denilen bir formu popülerdir. Alt göz kapağına uygulandığında çukurun giderilmesinin yanında bir gerginlik oluşturarak kırışıklıkların gizlenmesinde iyi sonuç veriri. Hastanın ihtiyacına göre dolgu ve botox aynı seansta uygulanabilir. Hyaluronik asit ana maddesinden oluşan bu dolguların kalıcılığı sınırlıdır. sekiz ay ile 1.5 yıl arasında değişen zamna aralığında vücut tarafından tamamen emilir ve uygulandığı bölge eski durumuna döner. Bunun yanında derin kırışıklıklarda hacim olarak çok miktarda dolgu yapılması gereken durumlarda hastanın kendi yağ dokusu tercih edilir. bu yönteme lipoenjeksiyon diyoruz. avantajı hastanın kendi vücudundan alınması, bolca bulunması, ücretsiz olması ve ayrıca alerjik reaksiyonlara neden olmamasıdır. Ama bunlardan daha önemlisi, yağ dokusu canlı hücrelerden oluştuğu için uygulandığı yerde canlılığını koruyup kalıcı olmasıdır. Hacim sağlamasının yanında içerdiği bol miktarda kök hücreleri nedeniyle cilde dışarıdan da görülebilen canlılık kazandırır. Uygun durumlarda kullanıldığında kalıcı ve iyi sonuç verir

Uygulanacak operasyonun anlatımı:

Dolgu uygulamaları muayenehane koşullarında sterilteye dikkat edilerek uygulanabilecek basit, hızlı ve güvenli bir uygulamadır. İşlem öncesinde bölgenin lokal anestetik maddelerle veya kremlerle uyuşturulması işlemi kolaylaştırmaktadır. Uygulama süresi toplamda 10-15 dakikadır. Kişi rahatlıkla günlük yaşantısına dönebilir ve aktivitelerine devam edebilir. Eğer lipoinjeksiyon dediğimiz yağ dolgusu yapılacaksa önce lokal anestezi ile enjektör yardımıyla yağ toplanır. Genellikle göbek çevresi tercih edilir. daha sonra bu yağ dokusu bir sıra işlemden geçirilerek yine enjektör ile ihtiyaç olan bölgelere enjekte edilir

Hastanın operasyon sonrası yapması gerekenler:

Uygulama sonrasında kısa süreli hafif bir şişme ve hafif makyaj ile kapatılması mümkün olacak morluklar görülebilir. Hastaların morluk oluşan bölgelere buz uygulaması morlukları azaltmaktadır.

Hastanın operasyon sonrası yapmaması gerekenler:

İşleminin yapıldığı gün spor aktiviteleri ve cilt bakımı yaptırılması önerilmez. İşlem sonrasında birkaç saat makyaj yapılmaması gerekir. İşlemi takip eden gece sırt üstü yatılması tavsiye edilir.

Konu hakkında genel fikirler:

Uygulama yapılan bölgede meydana gelen ödemden dolayı nihai sonuç işlemden 2-3 gün sonra değerlendirilir. gerek olursa küçük rötuşlar yapılabilir. Hamileleri, emziren kişiler ve daha önce dolgu malzemelerine karşı alerjik reaksiyon öyküsü bulunan kişilerin dolgu yaptırması önerilmemektedir.